1 Ekim 2009 Perşembe

gidişin....eslik etti gözlerin


gidişinin ardından arkana baktım sessizce yürüdüm sokağın ortasında damlalar aktı yerlere gözlerimden bana verdiğin mendile bile dokunamadım!!!






biliyordum mendile dokunamayacağını biliyordum gözlerinden damlaların akacağını ve eslik etti gözlerim sana yol boyunca ayrılığımız ardından toprağın derinlerinde gözyaşlarımız buluşsun adına...
 
 
PURE VISION
 

Belki de....



insanlar ki yazdıklarımdan esinlenip hikayeler yazıyor sessizce,görmediğimi bilemeyeceğimi sanarak,sago'mun sözlerini alıp notlara eklerken azıcık cumleyi değiştirip kendi yazmış gösteriyor,geçmişte yazdıklarımı resimleriyle alıyorlar


insanlar ki birgün bir hikayenin devamını sen getireceksin diyip 2 yıl sonra devamı geldiğindeyse baskalarının sorgularına cevap vermekte güclük çekiyor doğru cevabı vermeye cesaret edemiyor ben istedim diyemiyor... işte bu yüzden face'de yazmama kararı aldım...zaten benim yazdıklarımı anlayabilen sayısı 4-5 i geçmiyor esasen kızmıyorum anlayamamınızı bile normal karşılıyorum ben farkındalıkların farkına varmasını istiyorum sizlerin değersiz olmadığınızı acılarınızın yersizce olduğunu, ego tatminlerinden, narsistlikten buna benzer şeylerden kurtulmanızı istiyorum.

facede ki tüm arkadaşlarımın ama herkes körleşmekten yozlaşmaktan yanaysa tepkisizse,memnunsa,sanalsa, elinden birşey gelmiyor yada yapmak istemiyorsa bu hayatta bende hepinizin delisi gösterilmekten bıktım,anlaşılamamaktan da yazılarımda...yada aşk acısı çeken aşığıymış gibi gösterilmekten üstünüze alınmanızdan kız arkadaşlarıma değildir bu lafım...benden bu kadar...

ve kalemim daha fazla keskinleşsin kalp kırsın istemiyorum...

Sevgiyle kalın,hoşçakalın,üzgünüm ama bende yoruldum anlatmaktan bu yüzden hep diyorum ama yine de devam ediyorum yazmaya face de ne olursa olsun diyebilmek adına belki de...

Selametle...
 
 
PURE VISION

ESİN ENGİN BANA ELLERİNİ VER 1972 - HK


ESİN ENGİN BANA ELLERİNİ VER 1972 - HK




BU YAZI FACE DE İÇİNDE OLDUĞUM 80 KUŞAĞIMIN BENİM ZAMANIMIN İNSANLARI DEDİKLERİMİ PARÇALAR DÜŞÜNCE YAPILARININ NASIL DEĞİŞTİĞİ İNTİKAMA BENLİĞİ YİTİRMEYE İNSANLARA OYUNLAR OYNAMAYA YÖNELİK VE BUNUN TECRÜBE OLABİLECEĞİNE ASLINDA HATALARIN NİTELİĞİ GÖRMEK ANLAMINDADIR.KİMSEYİ SUÇLAMIYORUM HERKES HALİNDEN MEMNUN OYNAMAKTAN KELİME OYUNLARIYLA TAVLAMAYA ÇALIŞMAKTAN NE DİYİM BAŞIMIZ SAOLSUN BENLİKLERİNİZİ YİTİRDİNİZ ARTIK YOKSUNUZ VE AŞAĞIDA Kİ YORUMLARI GERÇEKLİĞİNİZ SANIYORSUNUZ...



HERKES ZATEN RAHATINA BAKIYOR KENDİNİN BENİM SİZİN İÇİN KABULLENMEKTEN BAŞKA GERÇEKTEN YAPABİLECEĞİM BİRŞEY YOKMUŞ...



YAŞADIĞINIZI SANIYORSUNUZ AMA SAÇMALADIĞINIZIN FARKINDALIĞINDA BİLE DEĞİLSİNİZ HAYATLARINIZIN BU KALEM BU GECE FACEDEN TEMELLİ KIRILIR ZATEN 170 KİŞİLİK LİSTEMDE YABANCILAR HARİÇ 5 KİŞİ OKUR ANLAR BENİ O ZAMAN NE ANLAMI KALIR Kİ BU YAZDIKLARIMIN

UCUZ YORUMLARIYLA ANLAMAYANLARIN YUZUNDEN KENDİ YAZILARIMIN DEĞERİNİ DÜŞÜRMEYE NİYETİM YOK...



SELAMETLE BU BENDEN OKUYABİLECEĞİNİZ SON GERÇEKLİĞİMDİR...ÖZ BENLİĞİMDİR...





bir yaz akşamı tanıdım seni gözlerime baktın aynada bakıyor oldun bir an biliyorum bende hissettim seni o an ve ben sana doyamam dinliyorum şimdi ellerini veri hayat seni sevince güzeli ve sen gitmiş olsanda ben seni yüreğimle seviyorum bana bu da yeter...





her şarkı bir hikayedir bu şarkıyı görunce yazmadan edemedim :) saol sertan...





çok güzel ve anlamlı bir parça...

Emrah Tulay

tşkler...





sanki sizi derinden yaralayan bir parça gibi

Emrah Tulay



hayır desemde inanmıyorlar bu yazılardan sonra sabretmem gereken şeyler var hayatımın sayfalarındaki bende... ;)



hayır deseniz ben inanırım size...Emrah Tulay



acı değil; melameti ve melametliliği öğrenebilmek gerçek anlamda aslında cevabım bu öğrenemezsem kapasitem buymuş derim acı cekmek bana göre küçük beyinlilerin işidir küçük beyinler küçük hesapların peşinde koşar ve oynarlar aynı zamanda acı çekmeye mahkum da olurlar çünkü acı çekersen istemeden sende çektirirsin başkalarına(bilinçaltı psikolojisidir)bunun yerine acın varsa bir kez deşarj olunur yola devam denir...ve birde;

acınacak duruma dusme ıhtımali var daha beter bi ara yaşadım onu iyi bilirim sonunuda başlangıcınıda kuyunun. yani artık olgunlaşıyorum ve arinıyorum çok şükür bende büyümek istiyorum içimdeki çocugu öldürmeden esas mesele burda saklı işte işin sırrı neyse cenem dustu yine :)



Emrah Tulay hayat bu insan acı çekecek ki tecrübe kazanabilsin insanlara karşı iyi oynayabilsin, çenenizin düşmesi güzel konular da olsun problem değil



tecrübe acıyla değil akılla kazanılır başına kötü birşey geldiğinde sadece aglayan aynı hatayı yanlışa duşuren tecrubem arttı diyen tecrübenin esasen olgunlaşma oldugunu bilmeyen binlerce insan vardı hayatımda bunca yıldır anladıgımda anda sildiğim ayrıca bunu tecrübe diye nitelendiripte insanların gerçekliğinden çıkıpta oynamasını oyuncak olmasını yada kukla oynatıcısı gibi kimse kimseyle oyanayamaz bunu yaparsan eğer senin kendi gerçekliğinde oyunundur demektir,sonundada yokoluşundur (yaşadıgını sanma duygusu) sadece yapay yaşam süreci....



çok yAnlış yargılar yanlış değerler bu söylediklerin kendin için yaşanmaması dileğiyle...



neden dersen oynarsan birgün seni de oynatırlar hayatta herşey fiziğin etkimesine ve tepkimesine bağlıdır bazende gri insanlar vardır siyahla beyazın arasında seçim yapamayanlar yada bir siyah bir beyaz olabilenler... hakkaten cok konustum sıkılacaksın :)



Emrah Tulay acıyla kazanacağın tecrübeler olur hayattta istemeden, yoo ben konuşmayı seven bir insanım güzel güzel konuşuyoruz





acıyla kazanacağın tecrübeler olur hayattta istemeden, bu oluyorsa tekkerürün vaktidir hayat yolunda hissedip yoluna devam edebilmektir esas benlik dönüp sürekli arkanda ki istemeden yaşadığın acılara bakacak olursan ne sevgin kalır kendine ne de başka birine verebilirsin bir sevgi sahte benliklere bürünür oynarsın insanlara da kendine de ya yönetmen olursun ya basrol oynarsın yada yönetilirsin hangisi olacagın acıya ne kadar derin ve ne kadar sıklıkla bakıpta (sürekli dusunmekle) yaşadığını sanmaktan geçer.



Böylece kendi benlik gerçeğini yitirirsin farkında olmadan sürecinde ki ömrünün önemli olan durumu ben bugün bile ölebilirim diyip olgun düşünmekten kalp kıran değil gönül verenden olabilmekten geçer...



sanmayın ki hayat bir savaş insanlar bir yarış çektiğinizi sandığınız herşey boş bir varış :) ...



diyorum baskada birşey demiyorum.





Emrah Tulay (cocukluk arkadasım) 'a cok tsk ederim ederim...
beni tanımayısına bir yorumundada resmin yok göndersene deyişine ayrıca tesekkür ederim beni anlamak yerıne rengini belli etmeyi tercih edenlere itafen örneğimdir emrah tulay.
yazmama kararıma rağmen bana yazdırdı yine birşeylerin farkında olabilmek öğrenebilmek adına bu çok güzeldir farkında olmaya çalışmak çabalamak...



VE UNUTMAYIN Kİ SEVGİYLE KALABİLMEK ZORDUR ÇÜNKÜ BAZEN SADECE KALBİMİZDE Kİ SEVGİMİZ KALIR GERİYE YALNIZLIĞIMIZ ELİMİZDE ACILARIMIZLA BİRLİKTE AMA BU DEMEK DEĞİLDİR Kİ BU ACI SÜRMELİ HER AN TAZE BIRAKMAMALI KANAYANI VE ZORU BAŞARMAKTAN GEÇER MUKADDERAT ''RAB'BIN YOLU...HAK'KIN SONU...
 
 
 
PURE VISION

Ne de olsa hür düşünce,irade...



bana kıçından korkan benim yazılarımı okumasın ve beni gölgelerinde gezdiğimi bu şekilde derin yazabildiğimi iddia edenlere yazmak için kendilerine ihtiyacım olduğunu söyleyenlere ve daha neyin içinde oldugunu bilmeyen insanlara (kendilerini melek yolunda adadıklarını düşünenlere,meleklerle yürünebileceğini zannedenlere )şeytan haric meleklerin özgür iradeye sahip olamadıklarını bilmeyen Kara cahillere tüm özgür,hür benliğimle....






Yaradana Peygamberlere Dinlere inanmayan kendine has yol çizmeye çalışan adına kendince Hak Yolu diyen bildikleri halde kalplerindekini dilinde yalanlayan,elindekiyle yetinmeyen,Rab'dan önce kendini seven ve inanmıyorum Rabb'a diyipte parmağına iğne batıp kan çıktığında Allah diyen ve bunu demesinin sebebini bahaneleriyle psikolojiye bağlayan halbuki kendi dediğine gülüyor tek kaldığında :)

ya da Rab'bın yolundan şaşan herkes okusun listemden bunu öfkelendiğimden değil yorulduğumdan yazıyorum belki benim fikrimi ve zikrimi anlarsınız diye yoksa inanç ortaya konulupta yol ortasında tartışabileceğiniz yada böyle yarı sanallıkta yazılabilecek değil özür dilerim bunun bilincinde olduğum halde yazdırıyorlar belki değişebilirler umuduyla bunu yazdığım için beni anlayanlardan....Anlayamayanlarsa yada farklı görüşlerle teorimi çökerteceğini sanıpta listemde cevap veremeyerek duranlara yada yazdığı yorumu yazdıktan sonra kaldıranlara (hotmail silsenden gönderiyor bunu bilmeyenlere) susupta cevap vermiyor gibi görünüp bunu da de kullandığını sandığı zekasına bağlayıp beni abdal ve aptal yerine koyupta kendilerinin benden aptal ve abdal olduğunu göremeyenlere :) zekasını kullanamayanlara (çünkü herkeste zeka mevcuttur kullanana zeki kullanamayana zekisin ama geliştirmemişsin denir)(yani abdal ve aptal) bunu görünce aynı tepkimeyle listemde utanmadan durmaya devam edene cevabım şudur özgür iradenizin size verdiği düşünceyle ya görürsünüz benliğinizin gerçeğini ya da okurken kibirinizle günah işleyip özgür iradenizi (Şeytan'ın sahip olduğu gibi Yaradan'ın yarattığı meleği Yaradan'nını inkar etti) sizde bu yazıyı inkar edebilir ve listemi terkedebilirsiniz.....









ne de olsa hür düşünce özgür irade neyin ne yolu olduğunu görüyoruz :))))))



Selametle.


PURE VISION

VE SPARCO AYIRIR HELENI KENDİNDEN


VE SPARCO AYIRIR HELENI KENDİNDEN



ben helen bütünlükten gelen varolan anlaşılamaz bazen hissedilen kendimce bir fenomen pekiştirdiklerimle ve parçalarla bütünleşebildiğimden...bazen gönlümden ayrılıp yalnız kalmak zorunda olanlardanım hicazdayım.



ben sparco istediğime direksiyön,oturduğu koltuk,rahatlık,fren,hız,gaz,bas,sus,tuz, ve sonunda buz verebilen bir modifiyenim donanımlı kapsamlılardan kapsama alanıma çıkartanlardan feels free Loader 'ım...bazen anlaşılmazlıklarda olanlardanım.



Hele&On der ki:

isteklerimize cevap olamıyoruz her ne kadar 1 olsakta ne garip bir ikilem içindeki birliğin kırılabilmesi cinayet değil mi? bir yanın iyi bir yanın kötü karanlıkla aydınlık gibi... :)
 
BAZEN EN ANLAŞTIĞINIZI DÜŞÜNDÜKLERİNİZİNDE ANLAŞMAZLIKLARI OLABİLİR İSTEKLERİNİZ SURESINCE HAYAT OLASILIKLARDIR. ANLAYABİLENE, OKUMA ALIŞKANLIĞINI KAYBETMEMİŞLERE VE HEPİNİZİN HAYATINDA BİR OLUPTA KENDİNİ SİZE OYUNCAĞIM GÖSTERİP ASIL SİZİ OYUNCAK EDENEBİLENLERE OLMAYAN OYUN İÇİNDE OYUN CIKARTABİLENLERE...


EN GÜZEL ŞEKİLDE SUSMUŞKEN KENDİ ELLERİYLE HAKLIYKEN SUSMAYIPTA HAKSIZA DÜŞEBİLENLEREDE SİZİ BİR GÜN PES ETTİRENLERE PSİKOLOJİK ETKİYLE KENDİNİZİ SUCLAMANIZI HİSSETTİRENLERE ÖZETLE BU SAYDIKLARIMI BASARABİLEN SİZLERE ŞİMDİ ASIL HOŞGELDİN DERSİNİZ DERİN KALBİMİNİZE BU KİŞİLERDE...VE SİZE, KENDİNE ZİHİN YORGUNLUĞU YAŞATABİLENLERE MERAK ETMEYİN BU YORGUNLUK İYİDİR UYURKEN RAHAT DESARJ OLUR BUNYE HEM ZİHNEN HEMDE BEDENEN....
 
 
HİKAYE YAKINDA BAŞLIYOR SABIRLA BEKLEMENİZ ÜMİDİYLE...
 
 
PURE VISION...

GÜNÜN EN ANLAMLI SÖZÜ GECENİN ÖZÜ:


GÜNÜN EN ANLAMLI SÖZÜ GECENİN ÖZÜ:


Bir evde yüksek olan sesler: tv,film,müzik,temizlik,çalar saattir normalinde ama nedense çoğu evde insan sesi geliyor genelde bulunduğum yerde...nedense insanlar bağırdıklarında benliklerini haklı çıkartabileceklerini sanırlar psikolojilerinde esasen doğru olan böyle durumlarda sukunet gösterip sabır etmekten geçer bunları başarabilenlerse tasavvuf ve tekkerrürün anlamını bilenlerdir...

SELAMETLE

PURE VISION

Sagopa Kajmer - Kargaların Kargaşası


Sagopa Kajmer - Kargaların Kargaşası






İlerde bir kaç yol var belirgin değil

İlerle durmak ayak yorar beklemek çözüm değil

Aklımdaki mezar bir kişilik değil

Ve sen suçlu değilsin duygular kendini öldürür.

Saçmalar dilin söver ve eşyalarını yıkar

Kursak hevesle dolar

Kargalar çığlıkları basar

Huzurum kendini kasar

Karmaşık anlamsızlıklar ardışık yanılmalar

Sürekli uykuya yumulmalar hayatın içinden bu yansımalar

Büyük bir göç var ordan oraya kalbimden uzağa

Emin yerlerden tuzağa aydınlık patikalardan derin karanlık ormana

Bigün neden yok sormana gerçekler katılır içi yalan dolmuş harmana

Köleler yürür içinde zincirlerden ayaklar

Mezar taşları gibi benzer insan insana

Konuşmak istersinde susar bülbüller boğazında

Tam dokunmak istediğinde o yıldız kayar ufkunda

Ama umudun gittiği seferden dönecektir yakında

Onu her an beklemek inanki bal tadında

Bu kuş konacak elbet bir gün bir dostun yurduna

Kalp evinin anahtarlığını koyma düşmanın avcuna

Ellerimi siper ettim gözlerim artık göremezlerim

Görünmekten aciz olanlardan artık habersizim



Beklentilerimi kavşağında durmuş bekliyorum

Yığınla insan beni biliyor ben onları bilmiyorum

Ürkütüyor beni şu kargaların kargaşası

Bana mı kaldı ayakları yoldan kaymışların tasası



Zihnimi kuşatan ölü fikirleri yesinler akbabalar

Öldürdüğüm insanların ve yıktığım binaların tek sorumlusu benim

Ben benden firar ettim başka bende yerleştim

Sen salağa aşık oldun kevaşeye meğil ettin

En uzun filmdin hayatın..

İster korku ister komedi ister dram ister trajedi

Yönet filmini hade Baybeeee !

Kıskanç dalgaların kumları alıp götürdüğü gibi

Ölümde cana varacak görünecek varlığın dibi

Yuvalarından oyar gözlerimi senin ellerin

Ben göremedikçe iter o yana bu yana beni senin ellerin

Korkunç bir ıssızlıkla ben anlamıştım korkmayı

En güçsüz anımda denedim tek doğru yolu bulmayı

Ay benim dostumdu gece benim örtümdü

İlerisi meçhuldü ama kurtulmak güçlü dürtümdü

Taşlandığım paralar tenime sertçe sürtündü

Düştüm kalktım boğulup battım çıktım nihayet kara göründü.

Bölüm bölüm bitiyor etaplar ama yarış sürüyor

Ben def ettikçe alçak virüsler ürüyor

Ben doğrumu deştikçe onlar komikmiş gibi gülüyor

Bilmiyorlar aslında onlar karşımda yavaşça ölüyor

Sago herşeyi çok net görüyor



Beklentilerimi kavşağında durmuş bekliyorum

Yığınla insan beni biliyor ben onları bilmiyorum

Ürkütüyor beni şu kargaların kargaşası

Bana mı kaldı ayakları yoldan kaymışların tasası!!!!



kafkef

KAFASI ÇALIŞAN İNSANLAR


KAFASI ÇALIŞAN İNSANLAR


DUNYANIN AYNI ,AYRI YERLERİNDE OLSALAR DA SONUCA ULAŞABİLECEK BENZERLİK GÖSTEREN SÖZLER SÖYLEYEBİLİRLER AYNI YARGIYADA VARABİLİRLER.

AKLIN YOLU BİRDİR MATEMATİK GİBİ BİR PROBLEMİ DÖRT YÜZ AYRI YOLDAN ÇÖZEBİLİRSİN LAKİN SONUÇ HEP AYNI ÇIKAR....



VE





BEN NE KADAR İYİ ANLATIRSAM ANLATAYIM SENİN ANLAYABİLECEĞİN BENDEN SENİN ANLAYABİLME KAPASİTEN KADARDIR NE BİR EKSİK NE DE BİR FAZLADIR.
 
 
PURE VISION

SPARCO HELEN


edebiyim ebediyim felsefiyim felsefeyim fiziğim fizikselim ruhum ruhsal bu böyle uzar gider ben helen psiko bozar sparco ya yollar :DDDDDDD






SPARCO HELEN

SAGO KOLERA

VE BU da RAPİMDE DORUK NOKTA.
 
 
PURE VISION

''ŞİMDİ SENİNLE OLMAK İÇİN NELER VERMEZDİM!!!''


özlemlerim hep hayallerim saklı kaldı seninle... hiç bitmeyecek gibiydi saati geçmek bilmeyen ömrümde günlerimin bedeli...benim kendimle kalışım çığlığımdı nihaventimde.


bir bakışınla,dokunuşunla geçti yalnızlığım.

adım sen oldu artık ve biliyorum ki; her zaman seninleyim sana ulaşamasamda... acaba hayat mı acımasız oldu yoksa ben mi yanlış kararların kurbanı ettim kendimi geçmişimde sana istemeden bırakmak zorunda kaldığım mecburi 2 çizgi engellerimde...

Acaba sen ve ben mi ızdırabı olduk birbirimizin bilmiyorum artık...yinede senden vazgeçmek istemiyorum...ben seninle sevmeyi öğrendim gülmeyi ve ağlamayı sevdiğim diyebildiğim bir sen kaldın benden geriye ne olur gitme...

şu sözümü sende çok iyi biliyorsun ki ''ŞİMDİ SENİNLE OLMAK İÇİN NELER VERMEZDİM!!!'' lütfen sende bana ''ARTIK SADECE ACI VERME!!!''



bu yazı tarafımdan ŞİMDİ SENİNLE OLMAK İÇİN NELER VERMEZDİM grubuna,

böyle düşünen sevgili sayfa yöneticilerine (kendilerini yakinen tanirim :) ) aynı zamanda siz üyelere ve profilimde olan tüm dostlarıma ve sitemin okuyucularına itafen yazılmıştır...



Sevgiyle kalın yada sevginizle yalnız kalın :D


PURE VISION

30 Eylül 2009 Çarşamba

ZİHİNSEL GELİŞİM VE TOPLUMSAL SORUNLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

bizim zihnimizi şekillendiren yani bizi biz eden en büyük etken çevresel etkenlerdir. kalıtsal yapımız ne olursa olsun düşüncelerimizi, davranış biçimlerimizi, yaşam tarzımızı vs. belirleyen çevremiz ve çevremizde sık temas kurduğumuz kişilerdir. televizyon, internet gibi teknolojik ürünlerde bunun üzerinde etkilidir. öncelikle bizim ile ilgili toplumsal sorunları bir gözden geçirelim. ekonomi bizim en büyük sorunumuz. ülke nüfusunun büyük çoğunuluğu ekonomik olarak çöküntüdedir. bunun en en başta gelen sebepleri ise işssizlik veya işssizlikte farksız olan çok düşük ücre karşılığı tüm zamanımızı ve tüm enerjimizi alan işlerde çalışmaktır. peki bu işssizliklerin ana sebebleri nelerdir.
ülkede var olan enerji kaynaklarının kullanılmaması ve belli kotalar dahilinde kulanılması, tarımın tam kapasiteyle yapılmasına engel olunması, madenlerimizin gelecekte bazı dış güçlere yedek ürün olarak bırakılması, savaşa ayrılan bütçenin ülke gelirinin büyük kısmını oluşturması gibi.
peki bunlara kimsenin bir çözüm bulmaması veya insanların bunlar karşısında sessiz kalmasının sebebi veya sebepleri nelerdir.
insan zihninin zayıflıklarından faydalanarak dikkati daha değişik yönlere çekmek bunun en basit yöntemi. çünkü insan zihni öncelikle kendini tatmin yolları aradığından kendine hoş veya eğlenceligelen konulara çabuk yönelir ve bu yönelme karşısında kendisini asıl ilgilendren gerçeklerden uzaklaşabilir. peki bu hoş ve eğlenceli konular nelerdir.
grubun ilk açıldığı gün dile getirdiğim gibi eğer grubumuz aşk, seks, ilişki, futbol veya ahlaki değerleri zorlayan aşırı konular içermiş olsaydı gruptaki üye sayısı milyonu bulabilirdi. ayrıca magazin, diziler, aşk gibi insanı güncel olaylardan alı koyan etkenler.
tabi bu yazdıklarım bizim düşüncelerimizi başka yönlere çeken en büyük etkenler değil.
üstün insan, üstün toplum, üstün renk, üstün ırk, yokoluyoruz, bizlere karşı geliyorlar, başkaldırıyorlar, ya biz ya hiç gibi kelimeler insanları en çok agresifleştiren ve gerçek sorunlardan uzaklaştıran etkenlerdir.
şimdi bir fransız en üstün ırk türk tür diyebilirmi, bir ingiliz bir türk bizden daha zekidir diyebilirmi. peki bir türk biz ingilizlerden daha güçlüyüz diyebilirmi. neye bağlı olarak bunu söyler. silah gücü olarakmı, teknolojik güç olarakmı, dilin yaygınlaşması olarakmı, ekonomik güç olarakmı. en üstün toplum kelimesi neye bağlı olarak kullanılır. bizlerin çevremizden gördükleri ve hiç bir irdeleme, yorumlama yapmadan, üstünde yoğunlaşmadan, düşünmeden zihnimize kazınmış olarak böbürlenerek kendimizi ortaya atmamızdır sadece bunlar.
peki bunların sonucunda ortaya çıkan sonuçlar nelerdir.
kendi içimizde hem ekonomik olarak hemde var olan tüm değer bağlarıyla birlikte olduğumuz toplumları küçük görerek ve onları ezmeye çalışarak gücümüzü göstermeye çalışırız. işte bunu sonucunda ülke içinde iç savaşlar çıkar ve ülke ekonomisinin büyük kısmı bu tarafa kayar. bunun sonucunda da işssizlik ve ekonomik yetersizlikler ortaya çıkar. bundan fayda görenlerde bizi bu düşüncelere iten asıl ana güçler olur.
peki biz bunların karşısında durursk güçlü ırk deilde en güçlü toplum veya en güçlü ülke olamazmıyız.
kardeş halklar tek ülke tek bayrak. en büyük güç...

200 Yıl Yaşamak İster misiniz?


2,5 senedir uzun yaşam konusunda araştırmalar yapıyorum. Neden? Çünkü ben sorguluyorum, birileri 70 sene yaşayacağımızı söylüyor, neden? 8 saat uyumamız gerekiyormuş, neden? Beynimizin %10′nu kullanıyormuşuz, neden? Neden daha fazlası olmasın, neden bunları araştırmadan kabullenelim? Eğer sağlıklı bir şekilde 100-200 sene yaşamamızın olağanı varsa niye yaşamayalım? En azından ben ne kadar yaşarsan o kadar kendimi geliştirir ve bir o kadar da insanlara faydalı olurum.




Zaman içinde uzun yaşam konusunda düşünen tek kişi olmadığımı bilim adamlarından tutunda bir çok kesimin bununla ilgilendiği ve epey mesafe katettiğini gördüm. İlk önce Bilim adamı Baird T. Spalding‘in Tibet Rahipleri araştırmasında yazdığı anıları okudum. Baird T. Spalding Tibet’te 500 -600 yaşındaki insanlarla karşılaştığını yazıyordu. (bu kitap)


Baird T. Spalding’in fikirleri çok uçuk bulunurken Cambridge araştırmacısı Prof. Aubrey de Grey insanların 1.000 yıl yaşayabileceğini iddia ediyor ve konuda çalışmalarını halen sürdüyor. TED Talks’ta yaptığı konuşmada (bu konuşmayı Türkçe altyazılı buradan izleyebilirsiniz) çalışmalarının bir özetini bulabilirsiniz.






100 Yaş Üstü Yaşayanlar Kulübü artıyor.



1950′li yıllarda 100 yaşını geçmiş insanların sayısı 2 bin – 3 bin kişiyken günümüzde 340 bin kişiye ulaşmış. 21. yüzyılın sonunda da bu rakamın 6 milyona ulaşacağı tahmin ediliyormuş. Eğer dünyada yapacağınız çok iş varsa siz de bu kulübün üyelerinden olabilirsiniz. (Kaynak: NTV)

Nerde O Eski Domatesler, Biberler




Sürekli başımıza kakılan sağlıksız besinlerden yakınıyoruz. Büyüklerimiz hep eski domateslerden, biberlerden vs. bahsedip duruyorlar. Sağlık şirketleri bizi sürekli korkutuyor ama işin ilginç bir yönü var, 19. yüzyılda yaşam süresi 40 yıl civarındayken şimdi 80 civarında… Bunda bir çok etken var tabii ama yine de ironik değil mi?

 
                            164 Yıl Yaşayan Zaro Ağa


Zaro Ağa, bazı kaynaklara göre 1777′de, bazı kaynaklara göre de 1774′da Bitlis, Mutki, Meydan köyünde doğmuştur. 18. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul’a gitmiş ve Selimiye Kışlası, Ortaköy ve Tophane camiilerinin inşaatında çalışmıştır. 50′li yaşlarında uzun yıllar İstanbul hamal topluluğunun başında kalmıştır. Daha sonra operatör Emin Bey‘in şehreminliği zamanında belediye serhademeliğine getirilmiş ve bu vaziyeti ölümüne kadar sürdürmüştür. Böylece son günlerini İstanbul’da geçirmiştir ve aynı şehirde ölmüştür.




Ölümüne yakın ise kapıcılık yaptığı söyleniyor.



Dünya basının odak noktası olmuş ve dünyanın en uzun yaşayan insanı olarak 1925′te İtalya’yı 1930′da Yunanistan’dan hareket ederek Amerika’yı, 1931′de İngiltere’yi ziyaret etmiştir.



Zaro Ağa “Bol Bol Yoğurt Yeyin” diyor;


Erken yediği akşam yemeklerinde sofrasında sadece yoğurt ya da sadece ekmekle ayran bulundururdu. Tam 100 yıl bu alışkanlığını değiştirmedi. Uzun yaşamak isteyenlere; “Bol bol yoğurt yeyin!” derdi. 164 yıllık hayatında tam 20 kez evlendi. Siirt ve İstanbul’daki “karı”larını hiç ihmal etmedi ama çocuklarının ve torunlarının sayısını o da bilmiyordu.




Ölümü



Yaşamı boyunca 10 padişah görmüş ve 164 yaşında vefat etmiştir.

                                   256 Yıl Yaşayan Li Ching-Yuen

Çinli dövüş sanatları ustası ve uzun yaşam araştırmacısı olarak nam salan Li Ching-Yuen 1677`de Chyi Jiang Hsie, Szechuan köyünde dünyaya geldi.




Hayatının büyük bölümünü dağların eteklerinde bitkiler toplayarak ve uzun yaşamın sırlarını araştırarak geçirdi. Uzun ömrünün ilk 70 yılını uzun hayatın, sonsuz yaşamın sırlarını arayarak geçiren Li Ching Yuen, 1748 senesinde 71 yaşındayken Çin ordusuna dövüş öğretmeni ve taktik danışmanı olarak katılmak üzere Kai Hsien`e taşındı. 1927 yılına kadar bu görevini icra ettiği biliniyor.



1927 yılında ordudaki görevinden emekli olup eve döndükten bir yıl sonra öldü. Bazıları onun doğal nedenler yüzünden öldüğünü söylese de bazı kaynaklar ölmeden önce ‘bu dünyada yapmam gereken herşeyi yaptım. Artık eve gidiyorum` dediğini


Uzun yaşamın sırrı sorulduğunda Usta Li`nin cevabı her zaman şunlardı:


-Temiz bir kalbin olsun

-Bir kaplumbağa gibi otur

-Bir güvercin kadar hayat dolu yürü

-Bir köpek gibi uyu.


“150 Yıl Yaşayabiliriz” kitabının Yazarı Prof. Mikhail Tombak diyor ki;



 
Ortalama yaşam süresinin 60-70 yıl olduğunu dikkate alırsak 150 yıl yaşamak bir hayal gibi gelebilir. Oysa gerçekten mümkündür ve 150 sayısı da rasgele söylenmiyor.




İnsan bedeni büyük bir enerji sistemidir ve bu enerji sürekli olarak değişip, dönüşür. Bedenimizdeki tam bir enerji değişimi döngüsü yedi yıl sürüyor ve bu arada hücrelerimiz de yenileniyor. Yaşamımızda böyle yirmi iki döngü bulunuyor ki, biriken enerjiye bakıldığında 150 yıl yaşayabileceğimiz ortaya çıkıyor. Ancak, öncelikle zihnimizden başlayarak, kendi kendimize yaşam süremizi sınırlıyor dolayısıyla doğanın bize sunduğu kapasiteyi tam olarak kullanamıyoruz. Bu kitap neyi, nasıl, neden yaparsak bu kapasiteyi çok daha uzun ve sağlıklı olarak kullanabileceğimizi anlatıyor.



Uzun yıllar Moskova Sağlık Bilimleri Merkezi’nin başkanlığını yapan Profesör Tombak mucizevî diyetlerden veya ilaçlardan söz etmiyor; sağlığımızı korumaya ve sürdürmeye yarayan temel ilkeleri açıklıyor. Sağlığımız ile beslenmemiz, nefes almamız, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımızı karşılama biçimimiz arasındaki ilişkileri anlatırken kolayca uygulanabilecek öneriler yapıyor. İşte bazıları:

• Uzun yaşamın doğru nefes almaktır.


• Her gün ardışık olarak sıcak-soğuk duş alın; kan dolaşımınız düzelecek, bağışıklığınız güçlenecektir.

• Bedeninizin dış temizliğinin yanı sıra iç temizliğini de yapar, kalınbağırsağınızı, karaciğerinizi temizlerseniz, gençleşirsiniz.

• Erimiş buzdan elde edilen su, hücrelerimizdeki suyla aynıdır; bu suyu için.

• Boğazınız ağrımaya başladığında bir dilim limon emerseniz bakteriler yok olacaktır.

• İki kaşık sıvı yağı ağzınızda yarım saat tutarsanız kanınızın yarısını temizlersiniz.


Ve daha pek çok benzer önerinin yanı sıra en önemlisi de şu: Sağlığımız kendi ellerimizdedir…




Romalı ünlü filozof Seneca, “İnsanlar ölmezler, kendi kendilerini öldürürler” demiş.

Uzun Yaşam Sırlarını Özetlersek



Tibetli Rahipler uzun yaşam için, “Genç kalmak istiyorsanız, genç gibi hareket edin, genç gibi düşünün, genç gibi yaşayın” diyorlar.




Zaro Ağa “Kendinize iyi bakın, bol bol yoğurt yeyin” diyor.



Li Ching-Yuen “Temiz bir kalbin olsun, kaplumbağa gibi otur, güvercin gibi hayat dolu yürü, köpek gibi uyu” diyor.



Prof. Mikhail Tombak “Doğru nefes alın, sağlığınızın kendi ellerinizde olduğunu unutmayın” diyor.



114 yaşındaki tatlı teyzemiz (aşağıdaki) “Bol bol gülün neşeli olun” diyor.



Son Olarak aşağıdaki resimde gördüğünüz bayan Anthony Robbins‘in UPW 2009 seminerine katılmış ve tam 114 yaşındaymış. Tony Robbins sormuş, uzun yaşamanın sırrı ne? Bayan cevap vermiş; Ha ha ha…




(Bu yazıda sadece çalışmalarımın bir kısmını paylaştım, vaktim oldukça bunu bir yazı dizisine dönüştüreceğim ve devamını getireceğim.)


 
KAYNAK
 
http://www.hakanmenguc.org/


PURE VISION

29 Eylül 2009 Salı

AKIL, ZEKA VE İNSAN OLUŞUMUNDAN...


AKIL, ZEKA VE İNSAN OLUŞUMUNDAN...
AKIL VE ZEKA


Skala Yamy bana sorar bu ilişkiyi msn konusmamızdandır.Sonra benim halen bilmediklerimi anlatacak keyifle anlayabilmeniz dileğiyle...



AKIL VE ZEKA?

birini uzebilmek zekadan gecer cunku nasıl ve neden uzuleceğini bilirsin karsındakinin ama bu yanlıs olan sadece zekanı kullanman seni zeki oldugunu göstermez.



esas olan zekayla aklı birleştirebilmek,bütünleştirebilmek böylece ''zeki'' olmaktır içine aklın yoluna katabilerek.



üzmek yerine üzmemek,mutlu edebilmek,sukunete göturebilmek önce kendini sonra yanındakini...

yol göstermek yerine yola getirmek yada gelmesini sağlayabilmek esasında bağımsız bütünken self benliğinde yanındakiyle bütünleşebilmek bir yürüyebilmek



bence zeki olmak böyle başlar.



baska bir konu



FARK YARATTIGINI SANMAK - YANILSAMAK

ve eskiden hep farkım olsun isterdim ben farklıydım derdim aslında oda YANILSAMAYMIŞ fark yokmuş benim istediğim normale donebilmek ve kalabilmekmiş AKLIMI VE ZEKAMI KULLANMAKMIŞ öz benliğimde...kendi gerçekciliklerimde...







VE...

SKALA YAMY O AN HİSSETTİKLERİMİ KELİMELERLE BİLEBİLMEM ZİHNİMLE ANLAYABİLEYİM DİYE DAHA DERİN BİR KONUYA GİRER ÇEKİNMEDEN KALEME DÖKER...







İNSAN:



insanı oluşturan iki unsur vardıR

birincisi: bedeni unsur ki bu cesettir



ikincisi ruhsal unsur ki bu da kendi içinde ikiye ayrılır



Ruh ve Nefs (konudan konu cıkabiliyor herşeyin birbirne bağlı ve bir olduğunu umarım görebilirsiniz)



RUH: Allah'tandır



İtaat ve ibadet, Güzellik ve iyilik, ikram ve ihsan, şükür,hamd sahinidir ve sahibidir.



Nefs :İsmini anmamamız gerekenden gelir insana çünkü her daim Allah'a hep hasm olmuştur haddini bilmez yani.





Nefs imtihan mahallidir ki, asidir, kibirlidir, ukaladır, doymak bilmeyen bir iştahı vardır ve şeytanı-şeytani olan herşeyi çok sever. İtaat etmesi çok zordur.

Nefs tek yolla itaat eder.

açlığa başka yolu yoktur virgule gerek yoktur :)



şimdi buna bağlı olarak ise ; Akıl ve Zeka unsurları devreye girer.

bu kadar yeterli yarın hatırlat bana :)




VE BİR GÖRÜ DAHA İNSANLAR ADINA RUH TANIMINA:
Allah' ruhu kendi nurunda yarattı.
Nefsi kendi nurundan yaratmadı. O sebepte her daim her saniye her an Allah'a hep hasm olmuştur.
Sebebi haddini bilmez yani.
yılda neden bir sefer oruç olmasının sebebi çok...


ve biyolojik bir tartışma bu da benden bilginin sonunun gelmeyeceğinin gerçeği... :)



kuramın başlangıcı abim sayesinde oldu

ben yemek yemeye ihtiyac duymuyorum son zamanlarda bunları yazdıgımdan beri
sebebı ne 6 gun oldu
belki 1 öğünlük kadar kaloride yedim yemek yemek gereken miktarda ve ne yemesi gerektiğini bilerek protein dengesi :) besleniyorum böylece elimden geldiğince...



skala yamy:
yemek yiyeceksin
mesela sadece çok yemekle alakalı değil nefsi aç bırakmakla alakalı nedir
bu açlık?
kibir duymasına müsaade etme gurur yapmasına, canının ne istediğini yapmasına
mesela sigara içmesine :)


dilerim ki birgün hac ca gidersin ve bende giderim
çok istiyorum ilerd Allah nasip eyler inşallah sukunetle ve selametle ve
Yine ben ki eskiden

skala yamy :inşallah inşallah
dusunurdum ne konusacagımı bilmezdim senle msnden bilemezdim aslında
cumlelerimi butunleyebilmek sonunda nasip olduskala yamy derki hayat bir surec bunu yaşayabilmek gerek

dogru söze ne hacet...



biyolojik kısım kurdugum kuramın başlangıcı

(kuramın anlatmadım tamamını vakit yoktu devam edeceğim:)

aslında bunyenın ve bedenimizin 3 ogun yemek yemege ıhtıyacı yokmuş birgun anlatırım biyolojik nedenlerden ötürü vucut avlanmanın mevcut olamadıgını sanıyor (süpermarketten restauranttan her daim yemek bulabileceğinden haberi yok bilmiyor çünkü beden ceset kısmımız insan bütünleşmesinde ki :)

böylece depolamak için acıktırıyor bizi sürekli depoluyor yanlıs beslenırsekte yag yapıyor ne yedıgıne dikkat etmek gerek biyolojik karbonumuza göre sentetik değiliz çunkü. :

ve 3 ogun yesek bile yediklerimizin ne oldugu çok önemliymiş bunuda başka zaman konuşabiliriz inşallah...



PURE VISION TURKEY YAZARLARI ÇIKARSIZCA PAYLAŞIR BUNLARI



SKALA YAMY&PURE VISION



VE BU SADECE BİR BAŞLANGIÇ SONU GELMEYECEK BİLGİNİN GİZEMLİ GERÇEKLİĞİDİR.


SELAMETLE...

Sagopa Kajmer Cümle Mühendisi ?ark? Sözü

Sagopa Kajmer Cümle Mühendisi ?ark? Sözü

Shared via AddThis

28 Eylül 2009 Pazartesi

Quantum- Kuantum Fiziği 1


Quantum- Kuantum Fiziği

sonkuzeyli today live :)


Algıladığımız maddenin klasik fizikte sanıldığı gibi durgun bir yapısının olmadığı, alt boyutlarına doğru inceleme yaptığımızda cansız gibi görünen taşın dahi elementer parçacıklarının canlı özellik gösterdiğini, yani hareket halinde olduğunu bu sayede öğreniyoruz.



Kısaca belirtmek gerekirse, atom altı parçacıkların tamamı kuantum olarak nitelendirilebilir.




kuantum saf zekaya sahip olmak demek.
Gravis Bioman

KUANTUM KURAMI 2


KUANTUM KURAMININ ÇIKIŞ NOKTASI


insanlar ki yazdıklarımdan esinlenip hikayeler yazıyor sessizce,görmediğimi bilemeyeceğimi sanarak,sago'mun sözlerini alıp notlara eklerken azıcık cumleyi değiştirip kendi yazmış gösteriyor,geçmişte yazdıklarımı resimleriyle alıyorlar

insanlar ki birgün bir hikayenin devamını sen getireceksin diyip 2 yıl sonra devamı geldiğindeyse baskalarının sorgularına cevap vermekte güclük çekiyor doğru cevabı vermeye cesaret edemiyor ben istedim diyemiyor... işte bu yüzden face'de yazmama kararı aldım...zaten benim yazdıklarımı anlayabilen sayısı 4-5 i geçmiyor esasen kızmıyorum anlayamamınızı bile normal karşılıyorum ben farkındalıkların farkına varmasını istiyorum sizlerin değersiz olmadığınızı acılarınızın yersizce olduğunu, ego tatminlerinden, narsistlikten buna benzer şeylerden kurtulmanızı istiyorum.

facede ki tüm arkadaşlarımın ama herkes körleşmekten yozlaşmaktan yanaysa tepkisizse,memnunsa,sanalsa, elinden birşey gelmiyor yada yapmak istemiyorsa bu hayatta bende hepinizin delisi gösterilmekten bıktım,anlaşılamamaktan da yazılarımda...yada aşk acısı çeken aşığıymış gibi gösterilmekten üstünüze alınmanızdan kız arkadaşlarıma değildir bu lafım...benden bu kadar...

ve kalemim daha fazla keskinleşsin kalp kırsın istemiyorum...

Sevgiyle kalın,hoşçakalın,üzgünüm ama bende yoruldum anlatmaktan bu yüzden

Selametle...PURE VISION

Böylece Kuantum Mekaniği;3


Böylece Kuantum Mekaniği;




Aslında düşünsel,görsel ve mantıksaldır.Bütünü kullanma yeteneği yani zekanın bütününü kapsamasıdır...



Gravis Bioman&PURE VISION

Kuantum Sıçraması;4


Kuantum Sıçraması;




öncelikle kuantumun parçacıklardan oluştuğunu farketmek ve bunların bütünsel hareketlerden oluştuğunu bilmenin gerçekliğidir...



Gravis Bioman&PURE VISION

Bu bağlantı kuantum yasaları:5


Bu bağlantı kuantum yasaları:




1 kuantum hayal olamaz

2 bunların bütünsel hareketlerden oluştuğunu bilincinde olmak lazım

3 kuantum sadece öğrenme veya sadece düşünceden ibaret değil yapmaya üretmeye geçmeyi , öğretmeyi ifade etmektir.Farkındalığın bilincinde olmak durumu bütünüyle...



KUANTUM YASALARI BİLEREK YAŞAMAYI VE PAYLAŞMAYI İFADE EDER!!!



Gravis Bioman&PURE VISION

Kuantum, 20. yy.ın başında;6


Kuantum, 20. yy.ın başında;




sahip olmak değil zaten olanı kullanabilmektir yani düşünmek değil,düşündüğünü hayata geçirebilmektendir.

maalesef halen hatalı telaffüz edilebilmektedir çünkü mevzu çok derin herkesin farklı anlattığı bir kuramdır.Arada sazanlık yapanlar da çıkabilir size bu konuyu yazdırabilir sazana Rahman yoldan sevgilerlerle :)



TURAN KAYIK&PURE VISION

Kuantum Dünyası-atomik kuantum;7


Kuantum Dünyası-atomik kuantum;




bir parça bütünü oluşturduğu gibi bütünü oluşturan her parçada kendi içinde bir bütündür.;)



TURAN KAYIK&PURE VISION

kuantum:8


kuantum:




rüyada bir amaca ulaşmak doyun olarak görülebilir ama hayal bitince açlık gena başlar...



TURAN KAYIK&PURE VISION

Kuantum Düşünce ve NLP-1 9


Kuantum Düşünce ve NLP-1




bir oldugunda var olanı daha öteye taşımak zihni tüm bileşenleriyle kullanmak ve zaten başkalarına fayda sağlamaktır...



TURAN KAYIK&PURE VISION

Beyin fiziksel olduğundan...10


Beyin fiziksel olduğundan...




sadece iki elementin hareketi mi bizi kontrol eden yoksa biz miyiz iki elementi harekete geçiren...?

 
 
 TURAN KAYIK&PURE VISION

ve Beden de fiziki varlık fakat Ruh... 11



ve Beden de fiziki varlık fakat Ruh...




ağlayan gözlerin altında duygusuzluk...



TURAN KAYIK&PURE VISION

KUANTUM (Olasılıklar fiziği) 12



KUANTUM (Olasılıklar fiziği)




BİR TEORİ,KURAM TEK HİPOTEZDEN OLUŞAMAZ...



TURAN KAYIK&PURE VISION

Kuantum bilgi, parçacığın 13


                                              Kuantum bilgi, parçacığın




bütünsel bakıldığında mükemmel uyum sağlamadır ama parçasal bakıldığında güzel olmayan yanı fazla olur...



TURAN KAYIK&PURE VISION

Kuantum Bütünlüğünde “Ben Sen” 14


                                        Kuantum Bütünlüğünde “Ben Sen”




tek hareket etmek değil birlikte  bütünleşmek BİRLİK olabilmektir.

bunu da yazmama gerek var mıydı? :)))



TURAN KAYIK&PURE VISION

Beyin Hologram Kuantum 15


                                          Beyin Hologram Kuantum




kuram bir görüntü hologram ışınla 3 boyutlu yansımadır. beyin hologramı zihnimizde var olan fikirlerin evrensel yansımasıdır.Kuantumda evrende varolandır.



var olanla yetinmek değil değişime açık olmalıdır insan...



kullanmak lazım...





TURAN KAYIK&PURE VISION

"Hologram Teorisi"16


                                                   "Hologram Teorisi"




var olanın tam ve eksiksiz kısacası bir bütün olarak yansımasıdır...



TURAN KAYIK&PURE VISION

tanrısal yolda eşsiz bütünleşme 17


tanrısal yolda eşsiz bütünleşme


TURAN KAYIK&PURE VISION


Kuantum ve Kur'an R.Şanal 14ytl'dir.
Kuantum Fiziği'nin temel önermeleri, Kur'anda ulaştırılmaya çalışılan mesajla birebir örtüşüyor.
Gözlemciyle gözlenenin dinamik ilişkisi, "dolanıklık" prensibi ve evrenin enerji temelli akıllı yapısı...

Bütün bunlar bazı çarpıcı ayetlerde saklı sırla o kadar örtüşüyor ki!
Örneğin sadece Fatiha Suresi'nin anlamını çözmek, bütün dünyanın bir hafta bayram yapmasına neden olabilir.
Bu kitapta Kuantum ile Kur'an arasındaki ortak noktalardan hareketle değişim ve bütünleşme için meditasyon çalışmaları da bulacaksınız.


Bugün neden dünyanın en fakir ülkelerinin arasında otuz dört tanesi Müslüman ülkesi?

Bunun sebebi elbette Kur'an mesajı olamaz.


Belki de bu ruhu kaybettikçe ve kaybedildiği oranda yol dik, engebeli ve karanlık oluyor.
Vahyin özünde saklı ışığı fark ettiğimizde neler olacağını anlamak için tarihe bakmak yeterli değil mi?



KAYNAK

http://www.kitapturk.com/books/Kitap/47063/Kuantum_Ve_Kuran.htm



insanın ruhuyla bütünlüğünü ve kuranın kuantsal fizikle örtüşmesini açıklar...

With the help of Quantum :)))18


                                            With the help of Quantum :)))




you will get best happiness

when you touch someone anyone from world get feel better and

after then you will going to different pure love you did never feel it before



THIS IS REAL QUANTUM YOU CANT KEEP TO YOURSELF YOU CANT BE SELFISH AND YOU WILL START TO HELP OTHERS AND SHARE...





TURAN KAYIK&PURE VISION

İNG ÇEVİRİ

PURE VISION :)

evreden sonraki kuantum...19


evreden sonraki kuantum...




enerjinin bittiği veya başladığı nokta. zihnin doyuma ulaşması.doğru eğerseniz kendinizi kaşığın kendisinin aslında siz olduğunuzu görebilirsiniz...



TURAN KAYIK&PURE VISION

Özetle Kuantum Kuramı...20


Özetle Kuantum Kuramı...




kuantum kuramları arasında;

benzerlikler ve sonsuzluklar olabilir...



TURAN KAYIK&PURE VISION





ve selametle... ;)

Kuantsal Beyin;21


Kuantsal Beyin;






geçmiş yaşantılarımız, sevinçlerimiz, üzüntülerimiz anılarımızın saklandığı ve kaydedildiği yer.





TURAN KAYIK&PURE VISION

kuantsal olmak;22



kuantsal olmak;



1- CANLI IŞIK'a,MELEKLERE YADA HAYY'IN NURU.(Melekler sadece ışıktan ibaret olup bağımlı benlikli olmadıgından tamamen kuantum kökenli değildir.kökeni sadece ışığa dayanmaktadır)

2-Mikrodalga kökenli bilinçli varlıklar,ateş yapılar (cinler,şeytanlar)

buna bir acıklama getirelim şöyle bilinçlendirelim

eger ki mikrodalgalar kuantsal değilse size sorarım şeytan da Allah'ın meleği değil midir? yada ateşten geldilerse ateş yanınca etrafına bir ışık vermiyor mu?



demekki kuantsal kökenliler sadece melekler yada ruhaniler yada nurlar değil....

mikrodalga adı altında anlattıklarımız varlıklarıda hemen kuantsal kökenlilerin içine alabiliriz.

özetle bu varlıkların biz haric kökeni kuantum ışığına dayanır deniyor enerjisine değil.

çıkamayacak tartısmayada böylece nokta koyarız.


ayrıca ruhani meleklerin tamamen kuantsal olabilmeleri için kendi benlikleriyle hareket etmesi gerekir ama yapamazlar

lakin Şeytani Melekler ; kendi benlikleriyle hareket edebilir yönlendirebilir ve kontrol altına alabilirler insanları...

ve tezleriniz çürümüştür sayın hocalar!!!!

3-Moleküler kökenli bilinçli varlıklar yani biyolojik nedenlerden ötürü bizler insanlar...

biz insanlar bir kısmımız yarı kuantsal ve bilinçli kendi benliğini tamamen kazanmış ve kendini gerçekleştirmiş insanlarımız var lakin bunun dışında neye karıştıgını bilmeyen nur zanneden ve

çoğunluğumuzda başkalarının benliği doğrultusunda hareket edenlerımız var...

neden bazılarımız yarı kuantsal biz değiliz diyenlere!!! ruhun tanımı :

ruh tamamen bir enerjidir ama canlandırıcı bir enerji enerjide kuantum felsefesindeyse demekki bizlerde bir parca özümüzde kuantsaldan gelmeyiz baslangıcımızda...

lakin kendimizi kabuklandırmamızda yaşadıklarımızdan bilinçaltımızı zehirlemekten kaynaklanır

bir baska tanımsa ruhla ilgili

bedenin yaşama gücü

fizik ötesi bir enerji forumu

ruh Tanrı'nın bir parçasıdır.sonrasında da söyle der "ona ruhumdan üflediğim zaman hemen insan önünde eğileceksiniz".bizler mikro düzeyde Tanrı'nın özelliklerini taşıyoruz.yaratıcılıgımız,aklımız,hayal gücümüz...


şimdi diyeceksiniz ki bazılarımız neden kuantsal değil aslında hepimiz yarı kuantsalız ama özümüzde üstümüzü kabuklandırıyoruz yukarda saydıgımız sebeplerden ötürü...maalesef ama bu demek diildir artık özümüze dönemeyiz yada olamayız sadece bilinci olmamız bekleniyor...



Varmak, görmek, sadece farkındalığı bilmek değildir.

kuantsal olmak;


Şeytanın yanında olmak değildir(çünkü esas tam kuantsal şeytandır aslında ama kuantsal olabilmek şeytanın yoluna gitmek demekte değildir aslında)... yada düşündüğünüz bir insanın...ya da yarı kuantsal kökenlilerin (iyi meleklerin)



kuantsal olmak;

mantığın ve zekanın sınırlarının ötesine yalınca ulaşmaktır...tek başınıza başlayacağınız bilinçaltı yolculuğunuzdur evrenin enerjisini kendinize yükleyerek...evrenin enerjisi de saf yoğundur ama içinde yukarda saydığımız 3 şeyi barındırmaz!onlar sadece kökenlerdir başlangıctır.Başlangıca ulaşabileceğini iddia edenlerse asla ruhani mi yada şeytani mi olduklarını da bilemezler vardıkları yerin çünkü kuantum enerjisi sizi bilinçaltı yolcugunuza ulaştırır ne iyinin ne de kötünün bilincinde olamazsınız çunkü zaten bilinç yolcugu oldugu için mantığınız yerinde olmaz bu yuzden de iyideyim yada kötüdeyim diyemezsiniz yada kandırılırsınız,kontrol edilebilirsiniz mikrodalgalar tarafından...(buna detaylı olarak denetim resminde devam edeceğiz)

bilincinizi yaşarsınız artık ne varsa diyelim çok uzun olunca sıkmasın sizi :)

(bknız kuantsal beyin tanımı ;))



bu açıklama internette gezen kulaktan dolma bilgileri yazan,bunlara inanan arastırmacı,hoca,din adamı,profesör ve kendini konuyla ilgili yazar sanıpta sitelerde insanları kandıranlar ve bunlara inanıp başkalarını kandırmaya çalışanlar içindir...


son not: bunlar bilgi amaçlıdır turan kayık tamamen bağımsızdır .... ama bende bende bağımsızım alla alla :)&pure vision.

Kuantsal Alanı Tanzim Etmek;23



Kuantsal Alanı Tanzim Etmek;



Kuantsal alan gerçeklikle ilgili olasılıklar ile dolu!

Düşüncelerimiz, hayallerimiz (bunları şekillendiren duygularımız, vehim- vesveselerimiz)

Bunlara yön veren bilgi ve aklımız!

Ve bütün bunların bağlı olduğu, kaynak noktasını teşkil eden inançlarımız ile şekillenmiş olan “BİLİNÇALTI”mız.


(Prof. Dr. Mustafa Erol’un yazısından)

kuantsal olmak; 24



kuantsal olmak;




1- CANLI IŞIK'a,MELEKLERE YADA HAYY'IN NURU.(Melekler sadece ışıktan ibaret olup bağımlı benlikli olmadıgından tamamen kuantum kökenli değildir.kökeni sadece ışığa dayanmaktadır)



2-Mikrodalga kökenli bilinçli varlıklar,ateş yapılar (cinler,şeytanlar)

buna bir acıklama getirelim şöyle bilinçlendirelim

eger ki mikrodalgalar kuantsal değilse size sorarım şeytan da Allah'ın meleği değil midir? yada ateşten geldilerse ateş yanınca etrafına bir ışık vermiyor mu?



demekki kuantsal kökenliler sadece melekler yada ruhaniler yada nurlar değil....

mikrodalga adı altında anlattıklarımız varlıklarıda hemen kuantsal kökenlilerin içine alabiliriz.



özetle bu varlıkların biz haric kökeni kuantum ışığına dayanır deniyor enerjisine değil.

çıkamayacak tartısmayada böylece nokta koyarız.



ayrıca meleklerin tamamen kuantsal olabilmeleri için kendi benlikleriyle hareket etmesi gerekir ama yapamazlar

lakin şeytanlar ; kendi benlikleriyle hareket edebilir yönelendirebilir ve kontrol altına alabilirler insanları...



ve tezleriniz çürümüştür sayın hocalar!!!!




3-Moleküler kökenli bilinçli varlıklar yani biyolojik nedenlerden ötürü bizler insanlar...

biz insanlar bir kısmımız yarı kuantsal ve bilinçli kendi benliğini tamamen kazanmış ve kendini gerçekleştirmiş insanlarımız var lakin bunun dışında neye karıştıgını bilmeyen nur zanneden ve

çoğunluğumuzda başkalarının benliği doğrultusunda hareket edenlerımız var...



neden bazılarımız yarı kuantsal biz değiliz diyenlere!!! ruhun tanımı :

ruh tamamen bir enerjidir ama canlandırıcı bir enerji enerjide kuantum felsefesindeyse demekki bizlerde bir parca özümüzde kuantsaldan gelmeyiz baslangıcımızda...

lakin kendimizi kabuklandırmamızda yaşadıklarımızdan bilinçaltımızı zehirlemekten kaynaklanır.



bir baska tanımsa ruhla ilgili

bedenin yaşama gücü

fizik ötesi bir enerji forumu

ruh Tanrı'nın bir parçasıdır.sonrasında da söyle der "ona ruhumdan üflediğim zaman hemen insan önünde eğileceksiniz".bizler mikro düzeyde Tanrı'nın özelliklerini taşıyoruz.yaratıcılıgımız,aklımız,hayal gücümüz...



şimdi diyeceksiniz ki bazılarımız neden kuantsal değil aslında hepimiz yarı kuantsalız ama özümüzde üstümüzü kabuklandırıyoruz yukarda saydıgımız sebeplerden ötürü...maalesef ama bu demek diildir artık özümüze dönemeyiz yada olamayız sadece bilinci olmamız bekleniyor...




Varmak, görmek, sadece farkındalığı bilmek değildir.




kuantsal olmak;


Şeytanın yanında olmak değildir(çünkü esas tam kuantsal şeytandır aslında ama kuantsal olabilmek şeytanın yoluna gitmek demekte değildir aslında)... yada düşündüğünüz bir insanın...ya da yarı kuantsal kökenlilerin (iyi meleklerin)



kuantsal olmak;

mantığın ve zekanın sınırlarının ötesine yalınca ulaşmaktır...tek başınıza başlayacağınız bilinçaltı yolculuğunuzdur evrenin enerjisini kendinize yükleyerek...evrenin enerjisi de saf yoğundur ama içinde yukarda saydığımız 3 şeyi barındırmaz!onlar sadece kökenlerdir başlangıctır.Başlangıca ulaşabileceğini iddia edenlerse asla ruhani mi yada şeytani mi olduklarını da bilemezler vardıkları yerin çünkü kuantum enerjisi sizi bilinçaltı yolcugunuza ulaştırır ne iyinin ne de kötünün bilincinde olamazsınız çunkü zaten bilinç yolcugu oldugu için mantığınız yerinde olmaz bu yuzden de iyideyim yada kötüdeyim diyemezsiniz yada kandırılırsınız,kontrol edilebilirsiniz mikrodalgalar tarafından...(buna detaylı olarak denetim resminde devam edeceğiz)

bilincinizi yaşarsınız artık ne varsa diyelim çok uzun olunca sıkmasın sizi :)

(bknız kuantsal beyin tanımı ;))



bu açıklama internette gezen kulaktan dolma bilgileri yazan,bunlara inanan arastırmacı,hoca,din adamı,profesör ve kendini konuyla ilgili yazar sanıpta sitelerde insanları kandıranlar ve bunlara inanıp başkalarını kandırmaya çalışanlar içindir...



son not: bunlar bilgi amaçlıdır turan kayık tamamen bağımsızdır .... ama bende bende bağımsızım alla alla, &pure vision :)

üst boyuttan yani kuantsaldan kutsal olandan...25



üst boyuttan yani kuantsaldan kutsal olandan...
Her şeyden önce, modern zamanlarda Tanrısal ve kutsal alanın iptal edilmesi, dahası onların yok sayılması, zamanla bir başka boyutun imkânını ima etmeye başlamıştır. Bu boyuta da kutsal denilmiştir. Dolayısıyla, kutsalın yok sayılmasından sonra, kutsalın ele alınması, bir bakıma, onun “yokluğun mevcudiyeti paradoksuna dayandığını”[2] söylemek mümkündür. Zira kutsal, iptal edilenin yeniden varsayılması düşüncesine dayanmaktaydı. Bu düşünce daha da ileri götürülerek, kutsalın, sekülerin derinliklerinde olduğu söylenecektir. Çünkü kutsal, yaratıcı temeldir; ve aynı zamanda, seküleri eleştirmek için iyi bir kıstastır.[3] Başka türlü söylersek, seküleri tanımlamak için bile, kutsal, zorunlu bir referans olmak durumundadır.

Doç. Dr. Aliye Çınar.

yazının tamamını okumak için ;)

http://www.haber10.com/makale/ArticlePrint.aspx?id=12148

KUANTSAL BİRLİK BİLİNCİ :26



KUANTSAL BİRLİK BİLİNCİ :
Yeni bir döneme selam olsun.. Mevlana’nın dediği üzere yeni bir şeylerin söylenmesi, bunların tatbik edilmesi gerekiyor artık. Evreni ve kendimizi yeniden değerlendirmeye ve anlamaya mecburuz. Önemli sınavlardan geçen insanlık, sorunlarla boğuşmakta. Ancak bu sorunların kaynağı yine insanın kendisi..


devamını okumak ısteyen meraklılar varsa tabi biz biize yeten satırları aldık resmi anlatmak adına :D



http://kuantvehayal.blogspot.com/2007/11/kuantsal-birlik-bilinci.html

kuantların hareketlerinin...27


kuantların hareketlerinin...




İLLÜZYON VE SIRRI

Aranılan SIR nedir? Nedir akıllarımıza durgunluk veren, tıkanıp kaldığımız nokta? Tüm insanlığın aradığı o mutlak TEK gerçeklik nedir? Ne başına, ne de sonuna bir sınır getirilemeyen, mekansız, ne zaman ne de başka hiç bir kavramla ölçülemeyen , ne içi ne dışı ne de merkezi olan hakkında ne söylenebilir...? Duyu araçlarıyla algılamanın yetersiz kaldığı 'ONUN ZATINI ANLAYAMADIĞINI ANLAMAK, ANLAMAKTIR' denildiği o mutlak TEK. İşte sırrın çözümü de kendi içinde değil mi?



kaynak : http://kuantvehayal.blogspot.com/2007/11/illzyon-ve-sir.html



Determinizm (Nedensellik);

Determinizm evrenin veya olayların ya da bir bilimsel disiplinin alanına giren tüm nesne ve olayların önceden belirlenmiş olduğu, onların öyle olmalarını zorunlu kılan birtakım yasa veya güçlerin etkisiyle meydana geldiklerini ileri süren öğretiye verilen addır.

Başka bir söyleyişle felsefe bağlamında, ahlâkın kapsamına giren seçimler de dahil, bütün olayların Özgür iradeyi ve insanın başka türlü davranabilme imkânını kabul etmeyen birtakım önceden var olan zorunlu nedenler zincirinin zorunlu olarak belirlediğini savunan teoridir.



kaynak : http://www.guvenli.org/forum?c=showthread&ThreadID=9

Kuantum Fizigine Karşı Yeni Dünya Düzeni; 28



Kuantum Fizigine Karşı Yeni Dünya Düzeni; 28
Birinci Aydınlanma Çağı’na hakim olan “atomistik” kâinat/dünya görüşü, “bütün’ün anlaşılabilmesi için parçalara bölünmesi ve parçaların arasındaki ilişkinin saptanması gerektiği” şeklindeydi. İkinci Aydınlanma Çağı’nın “bütüncü” kâinat/dünya görüşü ise, “bütün’ün parçalarının toplamından daha büyük” olduğu savından yola çıkıyor ve oluşumların ya da sistemlerin doğasını anlamak için tümüne bakılması gerektiğini söylüyor. Bütüncü düşüncenin desteklerinden birisi, kuantum mekaniğinin “Potinbağ Teoremi.” Potinbağ Teoremi, ne kadar bölünürse bölünsün, maddenin temel olarak nitelendirebileceğimiz bir parçasının olmadığını, hiçbir parçanın diğerlerinden daha vazgeçilmez olmadığını, “bütün”ün birbirleriyle örülü olayların devingen ağı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor.




Potinbağ Teoremi’nin toplumsal yaşamdaki telmihi, “üstün ırk”, “üstün ulus” vb. kavramlarının yüceltilme nedenlerinin bilimsel değil, “politik” olmaları. Ve tabii, “en zeki”, “en çalışkan” vb. gibi kavramların da öyle. Bu çerçevede, toplumsal örgütlenmenin “üstünler”in dorukta yer aldığı piramitler, koniler yerine herkesin merkezden eşit mesafede durduğu daireler ve küreler olması gereği konuşuluyor. Potinbağ Teoremi doğrultusunda “madde”yi, yeryüzündeki yaşamın bütünü olarak yorumlamamız halinde, sadece insan ırklarının değil, milletlerin değil, tüm canlı türlerinin birbirlerinin yaşamlarıyla örülü birlikteliklerini gözetmek durumundayız. Hiçbir ulusun yaşam biçiminin diğerininkinden daha temel, dolayısıyla daha vazgeçilmez, dolayısıyla daha “üstün” olmadığını teslim etmek durumundayız.





kaynak : http://www.frmtr.com/felsefe-sosyoloji-psikoloji/2076431-kuantum-fizigine-karsi-yeni-dunya-duzeni.html

ve ASLINDAAA, 29



ASLINDAAA,

alan denetiminde DUYULARIMIZ VE BÜTÜNSELLİK en dikkat edilmesi gereken nokta 30


alan denetiminde        DUYULARIMIZ VE BÜTÜNSELLİK      en dikkat edilmesi gereken nokta
Kuantum fiziğinin ortaya koyduğu gerçekliklere göre madde, yoğunlaşmış enerjiden oluşuyor. Enerji ile yoğunlaşmış enerji olan madde arasındaki ilk basamak ise atomaltı parçacıklardan meydana geliyor. Atomaltı parçacıkların organizasyonları sonucu atom dediğimiz birim ortaya çıkıyor.
Potansiyel olarak ikili özelliğe sahip olan atomaltı parçacıklar bağımsız davranmayıp, atomik alanın etkisine tabi oluyor. Parçacıkların ikili özelliği ise onların bazen yoğunlaşıp parçacık özelliğini tezahür ettirmesinden, bazen ise enerjetik dalga formuna geçip tüm uzaya yayılmalarından kaynaklanıyor. İşte bu enerjetik dalga formları sayesinde her şey her şeyle etkileşiyor. Bir an, asli kaynağı olan enerjetik alanından soyut ve tekil gibi gördüğümüz her şey, bir anda gerçek kaynağı olan enerji deniziyle bir oluyor. Ondan etki alıp ona etki veriyor. İşte bu nedenle atomaltı düzeyde her şey “tek”leşiyor. Ve kuantum fiziğinin ortaya koyduğu en önemli gerçekliklerden biri atomaltı seviyede bir yer kaplama olgusunun ortadan kalkması ile “evrenin bir bütün” olarak algılanması oluyor. Yani kuantum fiziği, evrensel tekliği çok çarpıcı bir biçimde dile getiriyor.
Fadime Emir
kaynak:www.parapsikoloji-tr.com


bu teknikle özetle anlatmak istediğimiz sizin baslangıcınız meleklerin yada şeytan meleğinin başlangıcına gittiğiniz değil bunu yaptıgınızda alanda size parazit olabileceklerLE ilgili önlem almanızdır...Ve unutmayın Şeytan kandırır :)

VE hal değişimlerinin farklı tensörüÜÜ 31


VE hal değişimlerinin farklı tensörüÜÜ

Kuantum köpüğü denen uzay-zamanın kendi başına eğrilen çizğileri weyl tensörü denen bir nicelikle ifade edilir. Uzay-zamanın eğriliği iki şekilde ele alınır. Birincisi, uzay-zamanda maddenin varlığından, diğeri Alman matematikçi Herman Weyl tarafından ortaya konduğu gibi maddenin yokluğunda bile ortaya çıkabilir. Bu eğimi tanımlayan niceliğe ise Weyl tensörü denir. Örneğin kütleçekim dalgalarıda boş uzayda kendi başına salınarak eğrilikler yaratır.Bu eğriliği Weyl tensörü ile tanımlıyoruz.

kaynak:http://www.sosyomat.com/etiket/kuantum


BURDA YAZILANLAR TAMAMEN BİLGİ İÇİN VERİLMİŞTİR TURAN KAYIK&PURE VISION TAMAMEN BAĞIMSIZDIR
BİLGİLER HEMEN HEMEN KENDİ TEORİMİZ OLUP KAYNAKLARIMIZDA BELİRTİLMİŞ
KİMSE BİLİMSEL,İLİMSEL YADA KENDİ YÖNÜNDE BU TEORİYİ ÇÜRÜTEMİYECEĞİ SÜRECE GERÇEK KABUL EDİLECEKTİR